Ağustos 05, 2007

297

-"Yanınız boş mu?"
-"...Bekliyorum."
-"Ya burası? Boş mu?"
-"Evet. Lütfen."
Bekledigini söyleyen kıza dönerek:
-"Şimdiye kadar hiç korkmadıgınız gibi korkmak ister misiniz?"
-"...Yoksa tanıdıkça sizden mi korkacagım?"
-"Haha ha. Ben zararsızım. Size bir zarar gelirse benden gelmeyecek."
Düdük çalar... Tren kalkmak üzere homurdanır. Mekanik bir ugultu, kesik kesik öksürür. Adam, ellerini ensesinde kavuşturarak, arkasına yaslanır:
-"En iyi seyahat, kendini kaybettigin seyahattir."
Dışarıyı seyretmekte olan kız, başını çevirmeden konuşur:
-"Ben hiçbir şeyden korkmam."
-"Bu cesaretiniz korkuyu sizden uzakta tutabiliyor mu bari?"
Kız, camda çırpınan küçük böcege bakarak, agır agır sag elindeki eldivenini sıyırır. Bir an bekler, yavaşça parmagını üzerine bastırır.
-"Ne dersiniz, korkunun da cesarete ihtiyacı oluyor mudur avına atılmak için?"
-"Eger avını seçtiyse cesaret degil dogru zaman önemlidir artık."
Gülümseyerek elini uzatır adam:
-"Hala tanışmadık. Ismim..."
Tren silkinir. Tekerler hareketlenmeye başlarken, ugultu sesleri örter.