Nisan 30, 2007

236

235

Az evvel dışarıya çıktım. Tam sigaranın dumanını üfürürken gözüm karşıki evin üst katında, florasan ışıklı bir odaya takıldı. Kendimi soğuğa çalan bir akşamda Cebeci'de buldum!

Cambridge'in St.Mary Road'u nere, Cebeci nere hay güzel Allahım! Fakat, değil mi ki, gündüz rüyalarından birinde, hem de tanımadıgım adamın biriyle, yine oraya kaçmışım. Demek, orada kalmış bir taşım. Demek oradan da yarım bir şey koparmışım.

Kafam neden böyle dört atlı dört tarafından çeker gibi sıçrıyor yerinde?

Aynanın karşısına geçen deli Mine, kaldırıyor bukle bukle
vur dibine, vur dibine.
Tel tel de sayarım n'olacak. Üç, beş, iki bin. Kesiyorum–
yollarını. Bildiklerimi yıktıkça, sütunlar başıboş, uzanıyorlar. Gökyüzündeki bütün çatıları yokluyorlar. Kesiyorum yollarını. Yok. Eski çatıya dönmek yok. 'Bildim' demek yok.
Kıvranıyorlar yerlerinde, sünüyor, saga sola devriliyorlar. Florasanlı pencereyi tutan sütun iniyor mu Cebeci'nin üstüne! Sapla saman karışıyor mu sana! Aman çıkma yollarına, kaçma kolayına...

Nisan 12, 2007

234

Sokağa ev kılık kıyafetiyle çıkmak pek hayra alamet görülmez,
fakat asıl hayra alamet olmayan evde sokak kıyafetleriyle oturmaktır.
Zira, sokağın sokaklıktan çıkmasını herkes anlar da,
evin eve benzememesini senden başka kimse...

Nisan 10, 2007

233

Baudelaire parodies himself as "a great idler, an ambitious failure, and a notorious wretch," one "whose powers of imagination were as vast as its singularity and laziness were absolute."

Nisan 09, 2007

232

Bırak kendini!
Yık ayakta tutan direkleri!
Indir aşagı duvarları!
Yık 'ben'i.
Ver...
Dagıt kendini başkalarına.

Ve, kendin için yapma bunu,
Kendinden kurtulmak için yap.

231

Bir ümit ver bana!
Bedenim oldugu sürece boşlugu hissedecegimi söyleme!

Nisan 05, 2007

230

One day, when the elephants are happy
they will bop, and hop and start to boogie.
So, we don't want this day to come, do we?

Nisan 02, 2007

229

228