Temmuz 30, 2007

293

Adı Augusto. Evlendik Musil Park'ında, şahit güvercinler vardı yanımızda.

Adımı sordu, Oz dedim, uzatmadım. Aurelia'ya benzetti.
"Aura, Aura," dedi gökyüzünü göstererek.

Bulutlara baktım. Işıga baktım. Tam o sırada, agaçların kubbesini ördügü kovugumuzun önünden güvercinler havalandı. Tek siluetlerini gördüm. Suya düşer gibi göge döküldüler; güneş onları turuncuya sarıp, yuttu.

Işaret etti: "Ne görüyorsun?"
"Hava?"
"Gökyüzü" dedi. "Mavi gökyüzü –Aurelia!"
Kuşlara seslendi: "Gelin! Karımla tanışın! Mavi gökyüzünün kraliçesiyle!" [reine]

Ispanyolca konuşuyordu. Anladım her nasılsa...

Kuşları göstererek "Onlar, seni seviyorlar" dedi. "Neden biliyor musun?"

"Onlar kuş" dedim, "Herkesi severler."

"Hayır," dedi. "Çünkü sen çok güzelsin."

Iyice yaklaşıp teşekkür ettim. Kulakları iyi duymuyordu.

"Teşekkür etme," dedi kızarak. "Güzel olmayı sen istemedin ki... Gökyüzünü gösterdi, "... blue sky..."