Haziran 05, 2007

265

Diyelim ki ne yazdığını da bilmeden kağıdı kaplıyorsun. Arka arkaya birbirinin aynı desenlerle. Büyük, küçük, mavi, sarı, yuvarlak, köşeli aynılar. Ve saatler sonunda ne çizdiğini, nereye çizdiğini, neden çizdiğini unuttuğun halde kağıt hala boyanıyor. Işte böyle akarsın. Zaman beklerken, kağıt yaşlanır. Ve kağıdın bedeni boya olduğunda aralarında mutlaka içten bir hat vardır. Işte onu bulmak için çıktım yola. Belki o hattı bulabilirsem, birgün bir dokunuşta, kağıdı kirletmeden ve onu masaya çivilemeden aynısından çizebilirim.
Tek bir hamlede, bir doğru söz.