"Korku bulaşıcıdır. Toplumsal kimliği kemiren bu hastalık bir Osmanlı
genetiği olarak Cumhuriyet'e geçmiştir. Hekimin reçetesi daima korku
dozunu artırmak, diğer yandan kalabalığa dönüştürdüğü toplumun oyun
alanını genişletmektir. 'Kamusal yalan' sahnesine çıkarılan herkes,
bürokratlar, aydınlar, sıradan insanlar, 'mış gibi yapmak' rolü için
birbiriyle yarışırlar. Uğrunda her şeyin göze alındığı bu sahte rol,
aslında suç işleme özgürlüğünü iktidardan talep etmek anlamına gelir.
İktidar bu konuda hoşgörülüdür; bize küçük günahlarımızın toplamından
ibaret armağanlar verir. Bu yücelik karşısında mahcubiyetimiz artar ve
daima başımız eğik bir halde yaşarız."
Oğuz Atay